DİĞER
“Bu yeni Orhan Veli derlemesi, eskilerin bir bohem romantiği olarak Orhan Veli'den öte, günümüzdeki sese çok yakın duran, birçok damardan günümüz edebiyatını etkilemiş, çağdaşımız bir Orhan Veli’yi de gösteriyor. Nostaljik değil, ‘şimdi ve burada’ bir derleme.”
"Orhan Veli’nin şiirlerinden yapılmış yeni seçki Ablamı Tanımazsın, gerek düzenlenişiyle, gerekse içerisinde barındırdığı sanatçı imzası ve diğer çalışmalardan farklı şekillerde ayrışan özel bölümleriyle okura yeni bir deneyim vaat ediyor."
"Çağla İlk ve Misal Adnan Yıldız'ın Baden-Baden Kunsthalle'deki –görmediğim– ilk sergileri pat diye Ece Ayhan’dan yola çıkıyordu; Devlet ve Tabiat. Son sergileri ise bunu tersyüz ediyor: Tabiat ve Devlet."
"Bu zeminde daha yapılacak çok şey var. Her şeyin başında 'Unutulmuş Yazarlar Sözlüğü' geliyor ki, bu ilgi alanına yol göstersin. İyi, kötü, önemli ve önemsiz ne varsa onlar tasnif edilmeli, bir yandan akademi, diğer yandan sivil araştırmacılar edebiyat tarihimizi yenilemek için didinmeliler."
"Dosyalar, kâğıtlar arasından çıktı bu otoportre. Orhan Veli’nin kendi elinden çıkma, bildiğimiz kadarıyla tek otoportresi, bir de altında “Cep delik cepken delik” şiiri. Başka şiirlerini biliyoruz el yazısıyla, ama desen nadirattan, eşi benzeri yok."
"İzmirli Rum, Rosa Lilia Cilia LaCorte Hanım ile Şam doğumlu Osmanlı subayı Asaf Kadri Bey’in kızları, 1925 Beyrut doğumlu, ancak nüfusunda annesinin isteğiyle doğum yeri olarak 'İzmir' yazan yazar, ressam ve düşünce insanı Etel Adnan bile isteye gitti."
“İstanbul şimdi Başvekil Sayın Adnan Menderes’in büyük gayretiyle ikinci defa fethedilmektedir. Fatih Bizans’a karşı zafer kazanmıştı. Menderes İstanbul’daki ıstıraba, avareliğe, dağınıklığa ve derbederliğe karşı bir medeniyet zaferi kazanmıştır.”
Arkadaş Mektupları, bir kuşağın öyküsü olarak da okunabilir. Bugün a dergisi denince akla gelen isimlerden üçünün mektupları peş peşe okunduğunda, 1950’lerin ortasından 1970’lere değin bir kuşağın neler yaşadığını görmek mümkün
Haluk Oral: Nâzım Hikmet, bir aile yaşantısı kurmaya çalışan ama ideolojisinden dolayı kanunların da pek izin vermediği bir hasretin peşinde koşan bir adam. Bütün ömrü boyunca da bu şefkati aradı...
Adnan Gerger, Ses ve Sus romanını anlattı: Kendi varlığını, ötekinin kimliğini yok etme üzerine kurulu ve muktedir olmaya buna koşullanmış devlet, 'ses'e karşı her zaman tetikte kalmış. 'Ses'i her zaman yok edilecek düşman olarak bellemiş.
Vikram Seth, seçmek zorunda olsa müziği sözcüklere tercih edeceğini söylüyor. Milan Kundera ise konservatuvarda müzikoloji eğitimi almış. Murakami'nin popülaritesinin arkasında müziği romanlarının ayrılmaz bir parçası kılması yatıyor olabilir mi...
Sıdıka Özdil: Bence edebiyat müzikle iç içe ve dahası bizlerin sanata bakış açısını çok genişleten ve her zaman müziğimizde kullanacağımız sanat disiplini olduğu için, olmazsa olmazımız…
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.